Mülkiyet hakkınız hileli bir işlemle veya hukuka aykırı bir şekilde elinizden mi alındı? Sizin için tapu ve kadastro kayıtlarını derinlemesine inceler, yolsuz tescilin ardındaki hukuki boşlukları veya hileli işlemleri tespit eder ve mülkiyet hakkınızı yeniden tesis etmek için kararlılıkla mücadele ederiz.
Gayrimenkulünüzün değeri, bir imar planı değişikliği veya belediyenin idari bir işlemi nedeniyle tehdit altında mı? İmar planı değişikliklerine karşı itiraz ve dava süreçlerini yönetir, idari işlemlerin iptali için hukuki mücadele verir ve mülkünüzün potansiyelini kısıtlayan engelleri ortadan kaldırırız.
Kentsel dönüşüm sürecinde hak kaybına uğramaktan mı endişe ediyorsunuz? Müteahhitlerle yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerini sizin lehinize düzenler, riskli yapı tespiti ve yıkım süreçlerinde haklarınızı korur, projenin hukuka ve sözleşmeye uygun ilerlemesini güvence altına alırız.
Türkiye'de gayrimenkul yatırımı yapmayı planlayan yabancı bir yatırımcı mısınız? Sizin için tüm süreci başından sonuna kadar yönetir, gerekli hukuki kontrolleri (due diligence) yapar, satış sözleşmelerini hazırlar ve vatandaşlık başvurusu sürecinde pürüzsüz bir deneyim yaşamanızı sağlarız.
Müvekkilimiz, babasının vefatının ardından, en değerli mülklerinden biri olan deniz kenarındaki bir arazinin, vefattan kısa bir süre önce kardeşlerinden birine çok düşük bir bedelle "satıldığını" öğrendi. Tüm resmi kayıtlar yasal bir satışa işaret ediyordu ve müvekkilimiz, en değerli miras hakkını kaybetmekle yüz yüzeydi. Kardeşi, işlemin gerçek bir satış olduğunu iddia ediyordu.
Standart bir tapu davasının ötesine geçerek, çok yönlü bir "muvazaa" (danışıklı işlem) ispat stratejisi geliştirdik. İlk olarak, satışı yapan kardeşin o tarihteki mali durumunu derinlemesine inceleyerek, gösterilen düşük bedeli dahi ödeyecek gücü olmadığını banka kayıtlarıyla kanıtladık. Eş zamanlı olarak, babanın "satıştan" sonra dahi araziyle ilgili vergileri ödemeye devam ettiğini ve komşulara araziyi diğer evladına hediye ettiğini söylediğini tanık beyanlarıyla ortaya koyduk. Son olarak, bilirkişi raporuyla arazinin gerçek piyasa değeri ile satış bedeli arasındaki fahiş farkı mahkemeye sunduk.
Yürüttüğümüz titiz ve çok katmanlı ispat faaliyeti sonucunda, mahkeme yapılan işlemin gerçek bir satış değil, müvekkilimizden mal kaçırma amaçlı hileli bir devir (muris muvazaası) olduğuna hükmetti. Tapu kaydı iptal edilerek arazinin tekrar terekeye (miras ortaklığına) dahil edilmesine karar verildi. Hukuki zaferimiz, müvekkilimizin sadece gasp edilen miras hakkını geri almasını değil, aynı zamanda aile adaletinin tecelli ettiğini görmesini sağladı.