MENU
MİRASIN rEDDİ
Reddi Miras Nasıl Yapılır?

Reddi Miras (Mirasın Reddi) Nasıl Yapılır?


Miras, bir kişinin vefatı üzerine geride bıraktığı malvarlığı, hak ve borçların tamamını ifade eder. Genellikle mirasçılar için bir hak ve kazanım kaynağı olsa da, bazı durumlarda mirasbırakanın (muris) borçları, malvarlığından çok daha fazla olabilir. Bu durumda mirasçılar, kendilerine intikal edecek olan bu borçlardan sorumlu olurlar. Türk Medeni Kanunu, mirasçılara bu tür olumsuz durumlardan korunma imkânı tanımıştır: Mirasın Reddi.

Bu yazımızda, mirasçıları murisin borçlarından şahsen sorumlu olmaktan kurtaran bu önemli hukuki süreci ve "reddi miras" işlemlerinin nasıl yapıldığını adım adım ele alacağız.

Reddi Miras Nedir ve Neden Yapılır?

Mirasın reddi, yasal veya atanmış mirasçıların, kendilerine kalan mirası kabul etmediklerini beyan ederek mirasçılık sıfatından ve mirasla gelen hak ve borçlardan feragat etmeleridir.
Mirasçıların bu yola başvurmasının en temel sebebi, mirasbırakanın borçlarının malvarlığından fazla olması, yani terekenin "borca batık" olmasıdır. Miras, bir bütün olarak (kül halinde) geçtiği için, mirasçılar sadece hakları değil, borçları da devralır. Eğer miras reddedilmezse, mirasçılar murisin borçlarından kendi şahsi malvarlıkları ile sorumlu hale gelirler. Reddi miras, bu sorumluluğun önüne geçen bir kalkan görevi görür.

Mirasın Reddi İçin Yasal Süre Ne Kadardır?

Mirasın reddi için kanunla belirlenmiş, kesin bir süre bulunmaktadır. Bu süre üç aydır. Bu üç aylık hak düşürücü süre;
  • Yasal mirasçılar için: Mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat edemedikleri takdirde, mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren başlar.
  • Atanmış mirasçılar için: Mirasbırakanın tasarrufunun (vasiyetnamenin) kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren başlar.
Bu üç aylık süre içerisinde miras reddedilmezse, miras kayıtsız ve şartsız olarak kabul edilmiş sayılır ve mirasçılar artık mirası reddetme hakkını kaybederler.

III. Vasiyetnamenin Tenfizi Davası ve Saklı Payın Korunması

Vasiyetnamede kendisine belirli bir mal bırakılan veya mirasçı atanan kişi (örneğimizde eş), diğer mirasçıların (oğul) bu vasiyetnameyi yerine getirmemesi durumunda vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davası açar. Bu dava, vasiyetnamenin içeriğinin hukuken uygulanmasını ve mülkiyetin vasiyet alacaklısı adına tescil edilmesini sağlar.

Bu dava açıldığında, saklı payı ihlal edilen mirasçı olan oğulun iki temel seçeneği vardır:

  1. Tenkis Davası Açmak: Vasiyetnamenin tenfizi davasına karşı, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis davası açabilir. Bu durumda mahkeme, vasiyetnamenin geçerli olduğuna ancak saklı payı aşan kısmının geçersizliğine (tenkisine) karar verir. Malvarlığı, oğulun saklı payı korunacak şekilde eş ve oğul arasında paylaştırılır.
  2. Davadan Feragat Etmek: Mirasçı çocuk, vasiyetnamenin tenfizi davasından feragat edebilir. Bu feragat, vasiyetnamenin yerine getirilmesine itiraz etmeyeceği anlamına gelir. Ancak bu durum, saklı pay hakkından da feragat ettiği anlamına gelmez. Feragat, tenfiz davasına özgüdür. Mirasçı, daha sonra yasal süreler içinde ayrı bir tenkis davası açma hakkını saklı tutar.

Reddi Miras İşlemi Nasıl ve Nerede Yapılır?

Mirasın reddi, belirli bir usule tabidir. İzlenmesi gereken adımlar şunlardır:

  1. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Mirasın reddi işlemi, mirasbırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yapılacak bir başvuru ile gerçekleştirilir.
  2. Sözlü veya Yazılı Beyan: Mirasçılar, bu mahkemeye başvurarak mirası reddettiklerini sözlü veya yazılı olarak beyan edebilirler. Uygulamada genellikle yazılı bir dilekçe ile başvuru yapılması tercih edilir. Dilekçede, mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddetme iradesi net bir şekilde ifade edilmelidir.
  3. Red Beyanının Tescili: Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi, bu sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder ve mahkemenin özel kütüğüne (defterine) kaydeder.
Bu işlemler tamamlandığında, mirasın reddi hukuken geçerlilik kazanır.

Mirasın Reddedilmesinin Sonuçları Nelerdir?

  • Mirası reddeden mirasçı, mirasbırakandan önce ölmüş gibi kabul edilir. Dolayısıyla mirasçılık sıfatını tamamen kaybeder.
  • Reddeden mirasçının payı, onun kendi altsoyuna (çocuklarına ve torunlarına) geçer. Eğer altsoyu da mirası reddetmek istiyorsa, onların da aynı yasal süre içinde ve aynı usulle reddi miras işlemi yapması gerekir.
  • Tüm mirasçıların mirası reddetmesi durumunda, tereke iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.

Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Hususlar

  • Ret Kayıtsız ve Şartsız Olmalıdır:
Miras, "borçlarını kabul etmiyorum ama hakları alıyorum" gibi bir şartla reddedilemez. Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır.

  • Retten Dönülemez:
Miras usulüne uygun olarak reddedildikten sonra, bu karardan geri dönmek mümkün değildir.

  • Tereke İşlerine Karışmamak:
Üç aylık ret süresi içinde, mirası kabul anlamına gelecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Örneğin, mirasbırakanın mallarını kendi adına satmak, kiraya vermek veya borçlarını ödemek gibi tereke işlerine olağan yönetim sınırlarını aşacak şekilde karışan bir mirasçı, mirası örtülü olarak kabul etmiş sayılır ve ret hakkını kaybeder.

Mirasın reddi süreci, hak düşürücü süreleri ve hukuki sonuçları itibarıyla dikkatle yürütülmesi gereken teknik bir süreçtir. Hak kaybı yaşamamak adına, bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem taşımaktadır.
Yasal Uyarı: Bu makale, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Her somut olay kendi özel koşullarında değerlendirilmelidir. Yasal haklarınız konusunda detaylı bilgi almak için profesyonel bir hukuk danışmanına başvurmanız tavsiye edilir.