MENU
MİRASÇININ YOL HARİTASI
Yurt Dışında Vefat & El Yazılı Vasiyetname

Yurt Dışında Vefat ve El Yazılı Vasiyetname: Mirasçının Yol Haritası

Miras hukuku, bir kişinin vefatı sonrası malvarlığının akıbetini düzenleyen ve çoğu zaman mirasçılar için duygusal olduğu kadar teknik ve karmaşık süreçleri de beraberinde getiren bir alandır. Sürece vefatın yurt dışında gerçekleşmesi ve murisin (miras bırakanın) arkasında el yazılı bir vasiyetname bırakması gibi unsurlar eklendiğinde, izlenmesi gereken yol haritası daha da özellikli hale gelmektedir. Bu yazımızda, yurt dışında vefat eden bir Türk vatandaşının mirasçılarının Türkiye’de takip etmesi gereken hukuki adımları, vasiyetnamenin açılması, saklı pay hakları ve olası senaryoları detaylı bir şekilde ele alacağız.

I. İlk Adım: Yetkili Mahkemenin Tespiti ve Veraset İlamının Alınması

Murisin yurt dışında vefat etmesi, ancak son yerleşim yerinin Türkiye’de olması halinde, Türk mahkemeleri yetkilidir. Mirasçılık ve mirasın geçişi, murisin milli hukukuna, yani Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabidir.

Süreç, murisin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak vasiyetnamenin açılması talebiyle başlar. Vefat belgesi ve el yazılı vasiyetname mahkemeye sunulur. Mahkeme, bilinen tüm mirasçıları duruşmaya davet ederek vasiyetnameyi okur ve onlara vasiyetnameye karşı itirazlarını veya beyanlarını sunmaları için olanak tanır. Vasiyetnamenin açılmasıyla birlikte, mirasçılar yasal haklarını ve murisin son arzularını resmi olarak öğrenmiş olurlar.

Bu aşamadan sonra, yine Sulh Hukuk Mahkemesi'nden veya noterden veraset ilamı (mirasçılık belgesi) alınması gerekir. Bu belge, kimlerin hangi oranlarda mirasçı olduğunu gösteren resmi bir belgedir ve tapu, banka gibi kurumlardaki işlemler için zorunludur.

II. Vasiyetnameye Rağmen Mirasçılar Anlaşabilir mi? Saklı Pay Kavramı

Müvekkilimizin durumunda olduğu gibi, vasiyetnamede tüm malvarlığının eşe bırakılması, tek mirasçı olan çocuğun haklarını tamamen ortadan kaldırmaz. Türk Medeni Kanunu, altsoy (çocuklar), eş ve anne-babanın saklı pay hakkını koruma altına almıştır. Saklı pay, murisin vasiyetname veya başka bir ölüme bağlı tasarrufla dahi dokunamayacağı, mirasçının yasal miras payının belirli bir oranıdır.

  • Altsoy (çocuk) için saklı pay:
Yasal miras payının yarısıdır (1/2).
Vasiyetnamenin açılması ve veraset ilamının alınmasından sonra, mirasçı eş ve oğul elbette bir anlaşma yapabilirler. Ancak bu anlaşma, vasiyetnamenin tamamen yok sayılması anlamına gelmez. Vasiyetname gereği tüm mülkiyetin eşe geçmesi hedefleniyorsa, saklı pay hakkı olan oğulun bu hakkından feragat ettiğini veya bu hakkına karşılık gelen bir bedel aldığını kabul ederek tapuda veya diğer resmi kurumlarda eş lehine tescile muvafakat etmesi gerekir.

III. Vasiyetnamenin Tenfizi Davası ve Saklı Payın Korunması

Vasiyetnamede kendisine belirli bir mal bırakılan veya mirasçı atanan kişi (örneğimizde eş), diğer mirasçıların (oğul) bu vasiyetnameyi yerine getirmemesi durumunda vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davası açar. Bu dava, vasiyetnamenin içeriğinin hukuken uygulanmasını ve mülkiyetin vasiyet alacaklısı adına tescil edilmesini sağlar.

Bu dava açıldığında, saklı payı ihlal edilen mirasçı olan oğulun iki temel seçeneği vardır:

  1. Tenkis Davası Açmak: Vasiyetnamenin tenfizi davasına karşı, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis davası açabilir. Bu durumda mahkeme, vasiyetnamenin geçerli olduğuna ancak saklı payı aşan kısmının geçersizliğine (tenkisine) karar verir. Malvarlığı, oğulun saklı payı korunacak şekilde eş ve oğul arasında paylaştırılır.
  2. Davadan Feragat Etmek: Mirasçı çocuk, vasiyetnamenin tenfizi davasından feragat edebilir. Bu feragat, vasiyetnamenin yerine getirilmesine itiraz etmeyeceği anlamına gelir. Ancak bu durum, saklı pay hakkından da feragat ettiği anlamına gelmez. Feragat, tenfiz davasına özgüdür. Mirasçı, daha sonra yasal süreler içinde ayrı bir tenkis davası açma hakkını saklı tutar.

IV. Sonradan Yeni Bir Mirasçının Ortaya Çıkması Senaryosu

Miras işlemleri tamamlandıktan sonra, murisin evlilik dışı doğmuş ve tanınmamış bir çocuğu gibi yeni bir mirasçının ortaya çıkması, mevcut durumu kökten değiştirebilir.

  • Kararların Etkisi: Daha önce alınan veraset ilamı, vasiyetnamenin açılması kararı veya tenfiz kararı, yeni ortaya çıkan mirasçı için bağlayıcı değildir. Çünkü bu mirasçı o davalarda taraf değildi. Yeni mirasçı, veraset ilamının iptali ve soybağının tespiti gibi davalar açarak mirasçılığını kanıtlayabilir.
  • Feragat Eden Çocuğun Durumu: Tenfiz davasından feragat etmiş olan çocuk, yeni mirasçının açtığı veraset ilamının iptali gibi davalara ilgili sıfatıyla katılabilir. Çünkü miras payları yeniden belirlenecektir. Önceki feragati, bu yeni davadaki haklarını etkilemez.

V. Mahkeme Kararının Kullanım Süresi ve Stratejik Bekleme Hakkı

Vasiyetnamenin tenfizi davasında, mahkemenin çocuk lehine saklı payın korunmasına karar verdiğini varsayalım. Tapu işlemleri daha önce eş adına yapılmış olsa bile, bu karar çocuğa eşe karşı bir alacak ve ayni hak talebi hakkı verir.

  • Kararı Kullanma Süresi: Mahkeme kararları (ilamlar), genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl içinde icra edilebilir. Mirasçı çocuk, bu kararı aldıktan sonra 10 yıl içinde icraya koyarak veya tapu iptal ve tescil davası açarak hakkını alabilir.
  • Kararı Kullanmama Hakkı: Çocuk, bu hakkını kullanmak zorunda değildir. Kararı icraya koymayıp bekleyebilir. Bu stratejik bir tercih olabilir. Kararı elinde tutması, onun saklı pay hakkının mahkeme tarafından tescil edildiği anlamına gelir.
  • Beklemenin Etkisi: Çocuğun kararı icra etmeden beklemesi, sonradan başka bir mirasçının çıkması durumunda onun hukuki pozisyonunu güçlendirir. Çünkü malvarlığının bir kısmının aslında kendisine ait olduğu zaten bir mahkeme kararıyla sabittir. Yeni mirasçının açacağı davalarda, tereke (miras kalan malvarlığı) hesaplanırken bu durum dikkate alınır ve eşin üzerindeki malvarlığının tamamının ona ait olmadığı hukuken belgelenmiş olur.

Sonuç ve Stratejik Danışmanlık

Görüldüğü üzere, yurt dışında vefat ve el yazılı vasiyetnamenin varlığı gibi durumlar, miras süreçlerini çok katmanlı hale getirmektedir. Mirasçıların haklarını tam olarak koruyabilmeleri, doğru zamanda doğru hukuki adımları atmalarına bağlıdır. Vasiyetnamenin tenfizi, saklı payın korunması için açılacak tenkis davası ve olası feragatlerin sonuçları, bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken stratejik kararlardır. Bu gibi karmaşık süreçlerde, müvekkillerimize standart hukuki süreçlerin ötesinde, derinlemesine bir analiz ve kişiye özel stratejik rehberlik sunmak, hak kayıplarını önlemek adına esastır.
Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olup hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Her somut olay, kendi özel koşulları içinde bir avukat tarafından değerlendirilmelidir.